İş Kazaları
İş güvenliği maalesef ülkemizde yeni yeni gelişme göstermektedir. Yaşanan acılı olaylar ülkemizde ve dünyada büyük infiale yol açmış hepimizi üzmüştür. Birçok emekçi vatandaşımız her yıl iş kazalarına bağlı olarak yaşamını yitirmekte veya telafisi olmayan yaralanmalara maruz kalmakta kendileri ve aileleri mağdur olmaktadır.Yönetici birimlerin iş güvenliyi konusunda gerekli hassasiyeti göstermemesi , çalışanlarına yeterli eğitimi vermemesi vb. durumlar her yıl bu tür kazaların yaşanmasına sebep olmakta mağdur sayısı her geçen yıl artmaktadır.
Öksüzoğlu Hukuk Bürosu, çalışan emekçi vatandaşlarımızın iş güvenliği haklarını cok iyi bilmekte ve iş kazalarından kaynaklanan mağduriyetlerini tazminatla sonuçlandırmak için bünyesindeki hukukçu kadrosunu sıkı eğitimlere tabi tutmaktadır. Günümüzün giderek değişen ticari faaliyetlerinde emsali olmayan vakaların varlığı bazı davaları zorlasa da üretken ve yaratıcı hukuk kadromuz imkânsız görünen davaları da yaratıcı stratejileriyle başarıya dönüştürmektedir.
İş Kazası Nedir? Hangi Haller İş Kazası Olarak Tanımlanabilir?
İş kazası en sade biçimiyle, işçinin mesai saatleri içinde hangi nedenle olursa olsun, uğramış olduğu bedensel ve ruhsal zararlar bütünüdür. Bu zararların gerçekleşmesinde olayın oluş şeklinin hiç bir önemi yoktur, yani iş kazasının gerçekleşmiş olması vakayı iş kazası yönünde tanımlamak için yeterlidir.
İşçinin iş ile illiyeti bulunan her durumda yaşacağı mağduriyette iş kazası tespitinin yapılması, hak kayıplarının önüne geçme noktasında son derece önem arz etmektedir. Yaşanan iş kazaları sonrasında durumun kolluk kuvvetlerine, Sgk’ya ve dahi iş verene bildirilmesi ve gerekli prosedürlerin takibinin yapılması gerekmektedir. İş kazası sonrasında, işçiyi devlet hastanesi yerine özel hastaneye götürmek, ve iş kazası kaydı dışında kayıt tutturmak ve dahi durumu kolluk kuvvetlerine bildirmemek, ilgili hastane ve iş veren açısından büyük bir suç teşkil eder. Ödemekle yükümlü oldukları tazminattan daha ağır durumlarla karşılaşmaları olasıdır. Bu durumda herkesin menfaatine uygun olarak, iş kazası geçiren işçilerin genel haklarının kaybolmaması ve etik ahlaki değerler çerçevesinde durumun normal prosedürler ışığında değerlendirilmesi ve ugulamaya alınması gerekmektedir.
İş Kazalarında Haklarımız ve İş Kazası Zarar Kalemleri Hakkında.
İş kazası sonucu zarar gören mağdur, sorumlu kişi veya kurumlara karşı maddi manevi tazminat davası açmaya hak kazanır. Tabii olarak dava öncesinde iş kazasının tespitinin yapılması ve bununla beraber Sgk bünyesinde yapılacak maluliyet işlemlerine göre dava seyrinin belirlenmesi gerekecektir. Mağdur işçinin zararı ölçüsünde talepler genişletilebilecek veya daraltılabilecektir.
İş kazaları sonucunda talep ve dava edebileceğimiz zararlarımızı 3 başlık altında toplayabiliriz:
1-Sürekli Maluliyet Tazminatı
2-Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
3-Manevi Tazminat
Sürekli sakatlık ve destekten yoksun kalma tazminatı teknik hesaplamalarla ve bilirkişi marifetiyle hesaplanabilirken, manevi tazminat ise tamamen hakimin takdirindedir. Manevi tazminat taleplerinde müvekkil maluliyeti ne olursa olsun, mağdurun durumu, hakime en ince ayrıntısına kadar anlatılmalıdır, bu yöntem hakimin daha net ve adil karar vermesine yardımcı olacaktır. Sürekli maluliyetlerin de kendi için de ayrıntılı zarar kalemlerine sahip olduğu unutulmamalıdır. Ekonomik geleceğin sarsılması, estetik duruş bozukluğu, kazanç kayıpları vb. birçok kıstas sürekli iş göremezlik zararları içinde değerlendirmeye alınmalı, muhtemel her zarar hesaplanmalıdır. Sürekli maluliyetlerde, maluliyet tespit tarihinden itibaren, ilerleyen zamanlarda maluliyette artma(değişim) yaşanması halinde, bakiye zarar miktarını tekraren talep ve dava etmek mümkündür. Bu sebeple durumun çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatı yani halk diliyle kan parası da ölen kişinin eşinin, çocuklarının, annesinin-babasının ve dahi desteğinden yoksun kalan herkesin talep ve dava edebileceği zarar türleridir. Bu zarar hesaplamalarında aynı şekilde detaylı olarak ele alınması gerekmektedir.
İş kazalarında talep ve dava süresi zaman aşımı 10 yıldır, açılan davaların sonuçlanma süreleri de göz önünde bulundurularak 10 yıllık zaman aşımı süresine dikkat edilmesi gerekiyor.
İş kazası sonucu yaşanan maluliyet veya ölümlerde avukatlar aracılığı ile vakaya hızlı bir şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir. Mağduriyetin daha fazla büyümemesi için mağdurların alanında yetkin avukatlar tarafından yönlendirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu durumda tazminat hukuku alanında karşı karşıya kalınabilecek her türlü durumun hesaplanması sadece hukukçular tarafından gerçekleştirilebilir, mağdurların en güvenli tarafı yargının kurucu unsuru olan avukatlardır.